Deli Saçması Bir Kitap
İlk okunduğunda deli saçması gibi gelen, hiçbir şey anlamadığın bir kitap söyle deseniz benim cevabım Alice Harikalar Diyarında olurdu.
Yıllar önce Kabalcı Kitapevi’nin rafları arasında gezinirken kalp atışlarımı hızlandıran iki ciltlik bir sözlüğe takıldı gözlerim. Hayali Yerler Sözlüğü. Benim gibi fantastik edebiyatı, mitolojiyi seven birinin görüp de kayıtsız kalamayacağı bir eser. Kaç saat rafın önünde sözlüğü okudum bilmiyorum. O an cebimdeki para bu güzel yavruları alıp eve götürmeye yetmedi. Param olduğunda ise baskısını bulamadım.
Dünyanın En Değerli Hazinesi
2013’te Tüyap Kitap Fuarı’nda YKY standında onu tekrar gördüğümde diğer her şey görüşümden silindi bir an. Hayalî Yerler Sözlüğü dünyanın en değerli hazinesi gibi çevresi altın harelerle bezenmiş beni bekliyordu.
Yazarlarından birinin imza gününü bir gün ile kaçırdığımı öğrendiğimde nedense oralı bile olmadım. Kitaba kavusmustum ya gerisi önemli değildi.
Benim gibi biri daha mı?
Bir kitap daha dikkatimi çekti tezgahta. Okuma Günlüğü! Nasıl yani benim gibi okuduğu kitaplara özel günlük tutmuş, bununla da kalmayip yayımlamıs biri mi! Üstelik yazarı Sözlük yazarlarından Alberto Manguel.
Bu Alberto ile çok ortak yönümüz çıkmaya başlamıştı. Diğer kitaplarını da gördükten sonra kendisini daha yakından tanımak farz oldu bana. Okumalar Okuması, Kelimeler Şehri, Geceleyin Kütüphane, Okuma Günlüğü kitaplarının hepsini aldım.
Alice’in hayatıma bir daha hiç çıkmamak üzere gireceğinden bihaber Okumalar Okuması ‘ndan atıldım maceraya. Alberto’nun kendi yaşamı üzerinden yaptığı Alice Harikalar Diyarında okuması benim kendi harikalar diyarıma giriş anahtarım oldu.
Hem Alice Harikalar Diyarında’yı hem Okumalar Okuması’nı hem de kendi yaşamımı paralel okumaya başladım.
Alice Harikalar Diyarinda ve devam hikayesi Aynanın İçinden insanı kendi zihninin zincirlerinden büyük bir zerafetle özgürlestiren bir öyküymüş meğerse!
Kim olduğunu sanıyorsun sen?
Hani çok sinirlenince bazılarımızın savurduğu “Kim olduğunu sanıyorsun sen!” lafı var ya, işte o kim olduğumuz algısı çevremizdeki dünyayı algılamamızı nasıl etkiliyor?
Öyle önemli bir soru ki bu, kendimizi “o” sandığımız her kimlik aslında bir tür sınırlama olduğu için yaşamlarımızı kendi ellerimizle nasıl daraltıp fakirleştiriyoruz.
Daralmış, fakirleşmiş bir zihin çocuklarına ufuk açabilir mi?
Şimdi okudukça seni özgürleştiren, sanki dünyanın bütün kitaplarını içine saklamış gibi hissettiren bir kitap söyle deseniz benim cevabım yine Alice Harikalar Diyarında olur.
İyi okumalar!
Yorum bırakın